| ||||||||||||||||||||||
| ||||||||||||||||||||||
Detaylar | ||||||||||||||||||||||
ÖNSÖZ Okuyucuya sunulan bu kitap, plastik sanatlar bilimi üzerine bir tez değil, büyük ustanın hayatını ve eserlerini anlatan bir öyküdür. Bu kitapla büyük ustanın özellikleri ortaya çıkarılmaktadır. Burjuva sanat tarihçilerinin çalışmalarından farklı olarak (bu bağlamda elinizdeki kitabın yazarının hedeflediği amaçlara en yakını, İngiliz bilim adamı John Addington Simmonds’dur) bu kitap, belki de bir Sovyet yazarın Michelangelo hakkında yazmaya çalıştığı ilk eserdir. Hiç şüphesiz, son çalışma olmayacağı için yazar yapıtını, gelecekte bu yönde yapılacak daha ayrıntılı çalışmalar için temel oluşturmak amacıyla yazmış, kitabında hiç hata olmadığı düşüncesiyle kendini kandırmamıştır. Kitabın boyutları, ünlü ressamın neredeyse doksan yıllık hayatının, çok yönlü ve zengin sanatının birçok yönünün ayrıntılı analizini yapmaya elverişli değildir. Örneğin, mimar-Michelangelo’ya bu kitapta, hak ettiğinden çok daha az yer verilmiştir. Yazar böyle bir şeyi göze alabilirdi, çünkü Sovyet döneminde Sovyetler Birliği Mimarlık Akademisi tarafından, birçok eksiğine rağmen en azından olgusal bilgilerle bu boşluğu az da olsa dolduran ‘Michelangelo’nun Mimarlık Sanatı’ başlıklı bir çeviri kitabı yayınlanmıştır (bkz. kaynakça). Ama bu kitapta mimarlık dışında, Michelangelo’nun yaşamı ve çalışmalarındaki önemli olguların birçok ayrıntıları da verilmemiştir. Örneğin, ‘Anıt Mezar Trajedisi’ –bu olayı Karl Justi oldukça ayrıntılı bir şekilde yazmıştır- belki gereğinden çok daha genel ele alınmıştır. Nedeni bellidir: ‘Anıt Mezar Trajedi’si, kırk yıldan uzun sürmüş ve bununla ilgili olaylar devamlı tekrarlanmıştır. Elinizdeki bu kitapta benimsenmiş anlatım tarzı için tüm bu ‘Mezar Taşı Trajedi’sini anlatmak çok sıkıcı olurdu ve çok fazla yer tutardı. Batı burjuva literatüründe Michelangelo hakkında söz edilmesinden rahatsızlık duyulduğunu ve bilimsel bütünlük ve objektiflik açısından daha detaylı konuşmanın gerekliliğini vurgulayan bu tür eserlerde, yazara yer ayrılması gerekirdi. Yazar, İtalyan topraklarının politik trajedisinden, özellikle de Floransa’nın, 1529-1530 yılları arasında İtalyan ve uluslararası güçlere karşı verdiği mücadeleden söz etmemiş olsaydı, sanatında İtalyan halkının düşünce, idealleri ve mücadelesiyle bir bütün olan hümanist ressam Michelangelo yanlış anlaşılmış olurdu. Yazarın kendine özgü kavrayış ve anlatım tarzının, ne kadar inandırıcı olduğuna okuyucular karar verecektir. Bu kitabın yazarı Aleksey Karpoviç Civelegov (1875–1952), büyük bir Sovyet bilim adamıdır. Uzun ve verimli hayatını, Batı Avrupa uluslarının tarih ve kültürünü etraflı ve ayrıntılı olarak incelemeye, Batı Avrupa sanatının özellikle İtalyan sanatının büyük başarılarının tanıtımını yapmaya adamıştır. Sanat bilimleri dalında doktor ve Ermenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti Bilim Akademisi üyesi A. K. Civelegov, A. M. Gorki Dünya Edebiyatı Enstitüsü’nde bilimsel araştırma çalışmalarına devam etmiş, A. V. Lunaçarski Tiyatro Sanatları Enstitüsü Yabancı Tiyatro Bölümü’nde başkanlık yapmıştır. Civelegov, Rönesans döneminin hümanist kültürüne ilişkin bir dizi çalışma yayınlamıştır: İtalya’da Rönesans’ın Doğuşu (1908, 1924), İtalyan Rönesans’ı Üzerine Kısa Öyküler (1929), İtalyan Halk Komedisi (vefatından sonra, 1954’te yayınlanmıştır) vb. Civelegov, D.Vasari’nin En Ünlü İtalyan Ressamları, Heykeltıraşları ve Mimarlarının Hayatları’nın (Academia, 1933) I. ve II. ciltleri ve Leonardo da Vinci’nin Seçilmiş Eserler’inin (Academia, 1935) I. ve II. ciltleri gibi kitapların grup çevirilerinde de yer almıştır. Civelegov; Machiavelli, Guicciardini, Mazuccio ve Goldoni gibi isimler üzerine özel araştırmalar yapmıştır. İz Bırakanlar serisinde Civelegov’un Dante (1933), Leonardo da Vinci (1935) ve Michelangelo (1938) kitapları yayımlanmıştır. Elinizdeki bu kitap, 1938 yılında kaleme alınan ilk basımından farklı olarak yalnızca bazı düzeltmelerin yapıldığı ikinci basımının çevirisidir. | ||||||||||||||||||||||